Kelâmbaz

Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa’nın Hayatı

Barbaros Hayrettin Paşa Osmanlı devletinin en başarılı Kaptan-ı Deryasıdır. Doğum tarihi hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber 1470’li yıllarda Midilli’de doğduğu rivayet edilir. Vardar yeniçesinden Yakup Ağanın dört oğlundan biridir.

Denizcilikte İlk Yılları

Gençlik yıllarında Rodos adasının korsanları tarafından esir edildi. Denizciliğe asıl atılımının nedeni de buydu. Rodos adasındaki esaretinden kurtulduktan sonra daha önceden bu mesleğe atılmış olan ağabeyi Oruç Reis’e katıldı. İlk zamanlar Akdeniz kıyılarına akınlar düzenleyip, önemli ganimetler elde ettiler. Denizciliğin ilk yıllarında Cebre adasını üst olarak kullandılar; sonrasında, ele geçirdikleri ganimetlerin beşte birini vermek şartı ile Tunus Sultanı Muhammed ile anlaşarak, bir liman kalesi olan Halk-ül vad’e yerleştiler. Ceneviz, Fransız ve İspanyollara karşı önemli başarılar kazanmalarının yanında bu başarı onlara şan ve şöhreti de getiriyordu.

Osmanlı Devleti ile Tanışması

Denizcilik bir korsanlık işiydi. Gayr-i resmi bir şekilde gelişen korsanlık faaliyetleri, Osmanlı denizciliğinin gelişmesinde büyük katkılar sağladı. Osmanlı denizciliğin gelişiminde serbest denizcilikten yetişmiş korsanları aramak gerekir bunlara örnek olarak Osmanlı denizciliğinin zirvesini temsil eden; Kemal, Burak ve Hızır Reis (Barbaros Paşa) verilebilir. Hızır Reisin Osmanlı Devleti ile tanışması Yavuz Sultan Selim han zamanına rastlar. Hızır ve Oruç Reisler 1516 yılında ele geçirdikleri yüklü bir gemiyi Yavuz Sultan Selim’e hediye olarak gönderdiler. Bu hediyeyi karşılıksız bırakmayan Yavuz Sultan Selim onlara verdiği desteğin bir ifadesi olarak çeşitli armağanlar yolladı.

Korsanlıktan Beylerbeyliğine

Sonrasında Hızır ve Oruç Reislerin abisi olan İshak Reis’te aralarına katıldı. Güç kazandıkça korsanlıkla yetinmeyip Kuzey Afrika’da toprak edinmeye başladılar. 1516-1517 yıllarında İspanyol ve Cenevizli istilacılarla savaştılar ve bu savaşlar neticesi Tenes, Tlemsen (Tilimsan) ve Oran şehirlerini ele geçirerek Cezayir’i denetim altına aldılar. Fakat İspanyollara sığınan Tlemsen Beyi bir sene aradan sonra karşı bir saldırıda bulundu, yapılan savaşlar sonunda Hızır Reisin kardeşleri İshak Reis ve Oruç Reis şehit oldu. Kardeşlerinin ölümünden sonra mertlik ve ustalığı ile bir süre daha tek başına Cezayir topraklarında tutunabildi. İlerde olası bir saldırı olacağını anlayan Hızır Reis, Yavuz Sultan Selim’e bir heyet göndererek topraklarının Osmanlı hakimiyetine kabulünü diledi. Bununla da kalmayarak Osmanlı Sultanı adına para bastırıp hutbe okutarak bağlılığını bildirdi. Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim, Hızır Reisi Cezayir Beylerbeyi olarak atadı. Gelen heyet ile birlikte 2.000 kişilik bir yeniçeri kuvveti ve top gönderdi. Hızır Reis Cezayir Beylerbeyi olarak Akdeniz’de ve Kuzey Afrika’da İspanyollara, Cenevizlilere ve Fransızlara karşı Osmanlı devleti adına önemli zaferler kazandı, şanına şan kattı. Artık yegane amacı “İ’lay-ı Kelimetullah” idi. Akdeniz’deki Türk ve Müslüman denizciler onun emrine girmek için birbirleri ile yarışır durumdaydı, öyle ki kısa zamanda 40 parçalık bir donanma kurulmuştu.

Kaptan-ı Deryalığa Giden Yol

1533 senesinde Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul’a çağırılır. Mükemmel bir donanma ile İstanbul’a doğru yola koyuldu. Çağrılış maksadı ise şu idi; Alman seferi sırasında Andrea Doria’nın Mora kıyılarına saldırması Osmanlı Devletini güç durumda bırakmıştı, donanmanın başında tecrübeli bir komutanın bulunması zorunluydu. Kanuni Sultan Süleyman tarafından Hızır Reis’e ‘Hayreddin’ adı verildi ve Osmanlı donanmasının başına Kaptan-ı derya olarak atandı. Görev süresi boyunca devlete çok büyük hizmetlerde bulundu. Barbaros Hayreddin paşa 1534 te Akdeniz’e açıldı, İtalya kıyılarına daimi seferlerde bulundu ve Tunus’u 1535 yılında kısa bir süreliğine fethetti. 1536 yılında ikinci bir Akdeniz seferine çıktı Ege denizindeki Venedik adalarının bütününü fetih etti. Elde ettiği en büyük başarı kuşkusuz haçlılara karşı yaptığı Preveze deniz savaşıdır. Bu zaferden sonra Akdeniz’deki Osmanlı egemenliği tam anlamı ile sağlanmış bulunuyordu. 1543 te Nice’i fetih ettikten sonra İstanbul’a geldi ve 1546 senesinde vefat etti.

Preveze Deniz zaferi (1538)

Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?

Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!

Adalar`dan mı? Tunus`dan mı, Cezayir`den mı?

Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi

Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;

O mübarek gemiler hangi seherden geliyor?

Osmanlı Hizmetinde Katıldığı Savaşların Kronolojisi

  • 1519 İspanya donanmasını bozguna uğrattı.
  • 1520 – 1525 yılları arası Akdeniz’in Avrupa kıyılarını vurarak büyük ganimetler elde etti.
  • 1530’ da Cezayir’i yeniden ele geçirdi.
  • 1534’ te Akdeniz’e açıldı ve İtalya kıyılarına seferler düzenledi.
  • 1534’ te Tunus’u ele geçirdi.
  • 1536’ da daha güçlü bir donanma ile İtalya kıyılarına saldırdı.
  • 1536 Ege denizindeki bütün Venedik adalarını feth etti.
  • 1538’de Preveze deniz savaşında haçlı donanmasını yendi.
  • 1543’te Fransız donanması ile birleşerek Kutsal Roma Germen ittifakını yenerek Nice’i aldı
Barbaros Hayreddin Paşanın Sancak Nişanı

Denizciler için hayati önem taşıyan rüzgarın Süleyman Aleyhisselamın emrine verildiği için zülfikarın iki ucunda Süleyman Aleyhisselamın yıldızı bulunmaktadır.

Şahsiyeti Ve Osmanlı Tarihindeki Önemi

Osmanlı’nın denizlerde mutlak hakim ve zirvede olduğu dönem Barbaros Hayrettin Paşa’nın Kaptan’ı Deryalık yaptığı dönemdir. Onun çabaları ve cihat aşkı sayesinde Akdeniz ve Kuzey Afrika kıyılarında mutlak bir şekilde Osmanlı hakimiyeti artmıştır. Üstün bir savaşçı yeteneğine sahipti öyle ki Avrupalılar çocuklarını Barbaros geliyor diye korkuturlardı. Kuşkusuz bu kadar yetenekli ve tecrübeli olmasının nedeni korsanlıktan yetişen bir kaptan olmasıdır.

Barbaros Hayrettin Paşa’nın Beşiktaştaki Türbesi

Ölümüne “Mate Reisü’l-Bahr=953” (Denizin Reisi öldü) sözü tarih düşürülmüştür.

O’na Verilen Değer

Yukarıda da tanıtmaya çalıştığımız üzere Barbaros Hayreddin Paşa, derya üzerinde Osmanlı Devleti’ne sayısız başarı kazandırmış ve bu başarılarla Müslüman ve Türk dünyasını sevindirmiş; kendi nezdinde Osmanlıyı denizlerde tek hakim kılmıştır. Askeri başarılarının yanında İstanbul’da bir de medrese açtırarak ilme ve ilim insanının yetişmesine de verdiği önemi ortaya koymuştur. Bunların yanında denizcilikteki önemi onun yaşadığı dönem ile sınırlı kalmamış ve etkisini günümüzde bile sürdürmüştür. Öyle ki; Osmanlı Devleti’nin Kaptan Paşaları, hilatlerini Barbaros’un Beşiktaş’taki türbesinde giyer; sefere veya tatbikata çıkan her Türk gemisi, türbesinin önünden geçerken top atışıyla Barbaros’u selamlayarak Paşa’ya ve yaptıklarına saygılarını göstermiş ve göstermektedirler. Ve bu yazımı Paşa’nın şu sözüyle noktalamak istiyorum: “Her kim Al-i Osman’dan dua alırsa, şüphesiz tuttuğu iş kolay gelir. Zira onlar bir ulu ocaktır. Kim onlara yan bakarsa başı aşağı olur”.

Vesselam..


Tavsiye Yazı:

Kaptan Paşa’nın Seyir Defteri Kitap İncelemesi

Yazarın bazı yazıları:

Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa’nın Hayatı

İstanbul’un Fethi

Osmanlı’da Kasaplık

Kürşad ve 40 Çerisi

Yorum Yaz

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

Bizi Takip Et!