Kelâmbaz

Alsın Seni İstanbul

Kalk ayağa Ahmed’im! haber var Peygamberden!
Öyle haber ki duyan, geçmeli elbet serden:

“Fetheden İstanbul’u; ne güzel kumandandır!”
İstanbul fethi bize; müjde değil, fermandır!

Bin dörtyüz elli üç değil; bu fetihte son durak.
Sarıl ulvî gâyeye, kalmasın yerde bayrak!

Aşk ve imânla yürüt; irfândan gemileri!
Aşıp etten surları; nur doldur gönülleri.

Yepyeni bir top döktür; kitap olsun güllesi;
Cehalet düşmanındır; kökten kopsun kellesi!

Dua olsun silahın! kalemden olsun okun!
Siper et seccadeyi; taşa imanla dokun.

Serden geçen askerin; korkuyla olmaz işi.
Kılıçtan daha keskin güzel ahlaklı kişi.

Sen fetihe koşarsan, beyaz atlı süvari;
Mihmandâr olur sana, Ebâ Eyüb Ensari!

İman dolu sîneler aşacak seddi elbet!
Ulubatlı Hasan’lar bulur Fâtih’i elbet!

Her sabah ezanıyla; davetle dolar feza!
Bitmedi; bitmeyecek, İstanbul adlı gazâ!

Dünya bir vatan olsa; başşehri İstanbul’dur
Şehirler çıksa harbe, bayraktar İstanbul’dur!

Bu fetih başka fetih; solmaz, tükenmez ülkü!
Çağırır hepimizi; Çerkez’i Laz’ı Türkü…

Gazâmız bitmeyecek; kıyamet kopana dek!
Yıldık zannetmesinler; şehadet tadana dek!

Alalım İstanbul’u; yeniden ve yeniden!
Bizans’ı devirelim; yeniden ve yeniden!

Siper eyle göğsünü; aşkla yaz İstanbul’u.
Alsın seni İstanbul; ya sen al İstanbul’u.

– – – – –

Necip YILDIRIM

Yorum Yaz

Bu site reCAPTCHA ve Google tarafından korunmaktadır Gizlilik Politikası ve Kullanım Şartları uygula.

Bizi Takip Et!